Miras kalan ev, arsa ve parayla ilgili merak edilen her şey… Miras dağıtımında ince detay: Yasal haklar bilinmiyor


YASAL HAKLAR BİLİNMİYOR

Miras, çoğu zaman aileler arasında anlaşmazlıklara hatta büyük sorunlara yol açıyor. Özellikle ev ve arsa paylaşımı üzerinde yaşanan uyuşmazlıklar yıllarca sürüyor. Konu yargıya intikal ettiğinde de bunun sonucunu almak yine yıllar alıyor. Bu durum hak sahiplerinin miras kalan mülkten tam anlamıyla yararlanmasını engellerken, aile bireyleri arasında da dargınlıklara ve kırgınlıklara neden oluyor. Anlaşmazlıkların önemli bir kısmı da yasal hakların yeterince bilinmemesinden ve daha çok pay alma isteğinden dolayı ortaya çıkıyor. Toplumun geniş bir kesimini yakından ilgilendiren bu konudaki soruları Posta yazarı ve 50 yıllık hukukçu Tamer Heper yanıtladı. İşte merak edilen detaylar…

MAL PAYLAŞIMI NASIL YAPILIR

Birinci derece mirasçılar evlatlar ve onların da evladı yani alt soydur. Bir miras ihtilafında veya mirastaki malların yani terekenin (ölen kimseden kalan her şey) paylaşımında öncelik birinci derece mirasçılarındır, yani evlatlarındır. Ölenin kardeşleri ikinci derece mirasçılar arasında yer alır. Kural şudur; şayet mirasçılar arasında birinci derece mirasçı varsa ikinci derece mirasçıya terekeden pay düşmez. Yani onlar mirastan pay alamaz. Babadan kalan malvarlığının dörtte biri annenin olacak, dörtte üçü de evlatların olacak. Yani hisse talep eden amcaysa miras düşmeyecek. Miras olarak kalan gayrimenkullerde annenin hissesinin bulunması durumu değiştirmeyecek, anneye ait hisseler yine kalacak, ancak eşe ait hisseler paylaşıma konu yapılacak.

KİMLER MİRASÇI OLABİLİR

Bir kimsenin vefatında onun mirasçılarının kim olacağı Medeni Kanunu’muzda belirlenmiştir. Vefat eden kişinin evlatları mirasçıdır, onlar yoksa anne-babası veya kardeşleri mirasçıdır, onlar da yoksa büyükanne-büyükbabaamca- hala-dayı-teyze mirasçıdır. Bunlarla birlikte de resmi nikahlı eş mirasçıdır. Bunun dışında yasal mirasçı yoktur. Ancak bunların dışında mirasta hak sahibi olunması için vefat eden tarafından belli şartlarla vasiyetname yapılmış olması şarttır. Bunların dışında örneğin; resmi nikah olmadan birlikte yaşanılan bir kadının mirasta payı yoktur.

VASİYETNAME İLE HAK SAHİPLİĞİ

Vasiyetname yapacak kişide neye bakılır?

Vasiyetname yapacak kimse ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını doldurmuş olmalıdır. Yani vasiyetname yapmak için 18 yaşın ikmali şartı aranmaz.

EN SAĞLAMI NOTERE BIRAKMAK

Kaç türlü vasiyetname var?

Bu noktada 3 farklı yöntem uygulanır:

1 El yazısı ile: Bu vasiyetname dosya kağıdına tamamı el yazısı ile yazılıp tarih atılır ve imzalanır. Bu vasiyetname oluşmuştur ve geçerlidir. Ancak vasiyetname yapanın vefatı ile hukuki sonuç doğurması için adli mercilere ulaşması gerekir. Böyle el yazısı ile yazılıp evin bir köşesine koyulduğunda ele geçmeyebilir veya kötü niyetli kişiler tarafından imha edilebilir. Bu nedenle şiddetle önerilen, bunun bir zarfa koyularak saklanmak üzere bir notere, sulh hakimine veya yetkili bir memura bırakılmasıdır. Bunlar içinde tercih edilen notere bırakmaktır. Vefat durumunda bu yolla resmi makamlara iletilme imkanı doğar.

2 Resmi: Bu zaten noterde yapılır. Noter vasiyette bulunanın beyanını kayda geçirir, iki tanık huzurunda talebinin doğruluğunu teyit ettirir, tarafların imzasını alır ve vasiyetnameyi saklamak üzere muhafaza eder. Vefat durumunda yine resmi makamlara iletilmesi sağlanır.

3 Sözlü: Yakın ölüm tehlikesi altında, hastalık, savaş vs. gibi nedenlerle el yazısı ile vasiyetname yapma imkanının bulunmadığı hallerde sözlü olarak iki tanığa söylenenler iki tanık tarafından kağıda geçirilir, bu kağıdı sulh hakimine teslim ederler. Dolayısıyla tatbiki zordur, çok kolay uygulanmaz. İşte vasiyetnamenin ölümden sonra sağlıklı biçimde tatbiki için notere gitmek tavsiye olunur.

KALAN MÜLK KONUT İSE…

Mirası oluşturan mallar nelerdir?

Bir kimse vefat ettiğinde ona ait tüm malvarlığı bir bütündür. Mirasa konu olan mallar, bankadaki parası, cebindeki parası, ziynet eşyası, gayrimenkulü vs. olarak akla ne geliyor ise mirasa dahildir. Hatta borçları bile bunların içinde yer alır. Dolayısıyla mirasçılara kalacak mallardaki hisseler menkul veya gayrimenkul olarak ayrılmaz. Vefat edenin eşi ise mirasçılar arasında dereceye girmez, yani eşe birinci derece veya ikinci derece mirasçı gibi derece verilmez eş tüm dereceler ile birlikte mirasçıdır.

Eşin pay oranı nasıl olur?

Eş, birinci derece mirasçılarla birlikte mirasçı ise terekenin dörtte birine, ikinci derece mirasçılar ile birlikte ise terekenin yarısına, üçüncü derece mirasçılar ile birlikte ise terekenin dörtte üçüne sahip olur. Bunlardan hiçbiri yoksa terekenin tamamına tek başına sahip olur. Dolayısıyla konutta da durum budur. Şayet sağ kalan eş bu konutta oturma ihtiyacında ise oturmaya devam eder zira artık o gayrimenkulün hissedarı yani malikleri arasındadır ve kullanma hakkına sahiptir.

Kullanım bedeli talebi

Kalan konutta hissedar olacak başka mirasçılar varsa hisselerine düşen bir kullanma bedeli talep edebilecekleri gibi sağ kalan eş de bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (Medeni Kanun 652 mad.). Ancak talep karşısında diğer mirasçıların intifa hakkı veya oturma hakkı tanınmasını mahkemeden talep hakları mevcuttur.

DOĞMAMIŞ ÇOCUĞUN HAKKI DA VAR

Anne karnındaki çocuk hak sahibi olur mu?

Medeni Kanunumuzun 643’üncü maddesi şöyledir: “Mirasın açıldığı tarihte mirasçı olabilecek bir cenin varsa, paylaşma doğuma kadar ertelenir.” Görüldüğü gibi anne karnındaki çocuk dahi düşünülmüş ve mirasçılar arasına katılması için bir imkan tanınmıştır, tabii ki bu imkan canlı doğum şartıdır. Bu nedenle paylaşım için doğuma kadar beklenir hükmü vardır. Doğum canlı olarak gerçekleştiğinde artık o çocuk da mirastan payını alacaktır. Anne şayet doğuma kadar maddi sıkıntı çekecek ise geçim için yeterli maddi imkanın doğuma kadar sağlanmasını isteyebilir ve bu konuda karar alınabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir